Archive for the ‘KITAP-DERGI TANITIMI’ Category
Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi
- Azerbaycan Türk Edebiyatı 1.- 2.- 3.- 4.- 5. – 6. Ciltler
Irak (Kerkük) Türk Edebiyatı (6.Cilt)
Makedonya- Yugoslavya (Kosova) Türk Edebiyatı 7. Cilt
Bulgaristan Türk Edebiyatı 8.Cilt
Batı Trakya ve Kıbrıs Türk Edebiyatı 9. Cilt
Romanya ve Gagavuz Türk Edebiyatı 12. Cilt
Türkmenistan Türk Edebiyatı 10.-11. Ciltler
Kırım Türk – Tatar Edebiyatı 13. Cilt
Özbek Edebiyatı (14.-15.-16.Ciltler)
Tatar Edebiyatı 17.-18.-19.Ciltler
Kumuk Edebiyatı 20.Cilt
Nogay Edebiyatı 21. Cilt
Karaçay- Malkar Edebiyatı 22. Cilt
Karakalpak Edebiyatı 23. Cilt
Altay Edebiyatı 24. Cilt
Hakas Edebiyatı 25.Cilt
Çuvaş Edebiyatı 26. Cilt
Kazak Edebiyatı 27 ve 28.Cilt
Başkurt Edebiyatı I.29. Cilt
Başkurt Edebiyatı II.30.Cilt
Kırgız Edebiyatı – I 31.Cilt
Kırgız Edebiyatı – II. 32. Cilt
zoRLa güzeLLik oLur mu?
Pertev Naili Boratav anlatıyor:
Bundan 140 sene kadar evvel, 1800 de sağ bulunan Tüccari( bu Linkten emin deĞiLim 😦 ) zamanında, hikayelerimizin birçoğu sevdaların muratlarına kavuşmadan ölmeleriyle sona erermiş. Bunlar Kerem ile aslı ve divan edebiyatından Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin tipi hikayelermiş. Birçok köylerde ve kasabalarda, yeniçeri ağalarından, köy kabadayılarından buna kızıp, hikayesinde aşıkları birbirine kavuşturmayan hikayecileri vuranlar ve öldürenler olmuş. Bunun üzerin Kars ve havalisi aşıkları toplamışlar, bütün hikayelerin sonunu hasretlileri birbirine kavuşturup muratlarına erdirecek şekilde değiştirmeye karar vermişler. Bu tarihten itibaren sevdalıları birbirine kavuşturmayan veyahut ölümle nihayetlenen hikayelere rastlamıyoruz.(S.26)
NİHAT GENÇ
“Köpekleşmenin Tarihi”
İletişim Yayınları
Edebiyatımızın Koca Çınarı anısına kitap
“Edebiyatımızın Koca Çınarı Anısına Rıfat Ilgaz Sempozyumu”nda sunulan bildiriler Çınar Yayınları tarafından kitaplaştırıldı. Kitapta 93 akademisyen, yazar, gazeteci ve bilim adamının sunduğu bildirilerle birlikte yazarın yorumladığı şiirler yer alıyor.
Kastamonu Meslek Yüksek Okulu, Çınar Yayınları ve Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi tarafından 10-11-12 Mayıs 2006 tarihinde düzenlenen Rıfat Ilgaz Sempozyumu’na ait bildiriler kitaplaştırıldı.
Kitapla birlikte verilen CD’de sempozyumdan görüntülerin yanı sıra, Kastamonu Meslek Yüksekokulu’nu tanıtan fotoğraflarda bulunuyor. Rıfat Ilgaz’ın yaşamının çeşitli dönemlerinden fotoğraflar ve kitap kapaklarının olduğu bölümde ise büyük ustanın yorumladığı şiirler de dinlenebiliyor.
Etkinliğe bilim ve sanat insanları, 22 ana başlık altında 96 bildiriyle katkıda bulundular. Yazarla ilgili konu başlıkları şunlar:
Rıfat Ilgaz’ın Romanı
Rıfat Ilgaz’ın Öyküsü
Rıfat Ilgaz’ın Şiiri
Rıfat Ilgaz’ın Mizahı
Rıfat Ilgaz’ın Çocuk Edebiyatı
Rıfat Ilgaz’ın Gazeteciliği
1940 – 2000 Sürecinde Rıfat Ilgaz
Rıfat Ilgaz ve Sinema
Rıfat Ilgaz ve Tiyatro
Rıfat Ilgaz ve Aydınlanma
Yerelden Evrensele Rıfat Ilgaz
Halkevleri ve Rıfat Ilgaz
Rıfat Ilgaz’ın Yapıtlarında Eğitime Bakışı
RIFAT ILGAZ SEMPOZYUMU SONUÇ BİLDİRGESİ
Rıfat Ilgaz, 1940’lardan başlayıp aramızdan ayrıldığı 1993 Temmuzuna kadar laik ve etik duruşunu değiştirmemiş;dil, eğitim ve kültürün yozlaşmasına yaşamı ve yapıtlarıyla karşı çıkmıştır. Toplumcu, özgürlükçü, yurtsever savaşımcılığını Anadolu’nun binlerce yıllık kültür kaynağından beslenerek gerçekleştirmiştir. Kültürsüzleştirme konusundaki iç ve dış saldırıların doruğa ulaştığı günümüz Türkiye’sinde, sanatçı, aydın kişiliği ve sorumluluk bilinciyle bizlere güç vermektedir.
“Edebiyatımızın Koca Çınarı” Anısına Rıfat Ilgaz Sempozyumu
Çınar Yayınları CD- Karton Kutulu – Büyük Boy 24×16 cm – 903 sayfa 50 YTL
Gazeller
Leyla ve Mecnun’dan Gazeller
Fuzuli, Leyla ve Mecnun
Metin, Düzyazıya Çeviri, Notlar ve Açıklamalar
Hazırlayan: Muhammet Nur Doğan
(Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2000)
..
Leyla Dilinden Gazel
Felek, bağrımı kan etmeden, gönlüm açılıp serpilmedi;
Beni böyle ağlatıp inletmeden sevindirmedi.
Kılmadan zulm ile yüz parça su yaralı göğsümü,
Bu bahçede, gül gibi, bir anlık bile güldürmedi.
Şükür ki, felek muradımı verdi de; ümitsiz kılıp,
Bu aşk ve sevgi isinde beni pişman eylemedi.
Dert yokmuş kimsede; yoksa, ask feyzi tabibi
Kimde dert gördü de, o derde derman eylemedi?..
İnsanoğlu sabırsızdır; yoksa zaman
Hangi isi yavaş yavaş kolaya döndürmedi?..
Gözyaslarımın seli yeryüzünü kapladı, ama mutluyum;
Çünkü o sel, sabrımın binasını viran eylemedi…
Aşk alış verisinde, dosta kavuşma kazancını elde ettim;
Ey Fuzuli! Canana canini veren, asla ziyan eylemedi…
(s.473)
Mecnun Dilinden Gazel
Öyle sarhoşum ki, idrak edemem, dünya nedir;
Ben kimim, saki olan kim, acaba bu şarap nedir?..
Gerçi, canandan çılgın gönlümün arzusunu istiyorum; ama,
Bilemem çılgın gönül arzusunu ki, canan sorsa, nedir?
Madem bir kez kavuşmak, aşığı vuslata kandırır;
Peki maşuktan aşığa her dem bu istiğna nedir?
Dünya ve alem felsefesinden anlayan, bilge sayılmaz;
Bilge ona derler ki bilmesin hiç, dünyadakiler ve dünya nedir!
Ey Fuzuli! Ah ve feryatların incitmekte alemi;
Eğer aşk belası ile başın hoşsa, o zaman bu dava nedir?
(s.475)
Leyla Dilinden Gazel
Ey beni çılgın eden: benden bu kaçış hali nedir?
Niye sormazsınki, bu çılgın gönlümün ahvali nedir?
Eğer bana halk içinde ilgi göstermezsen mazursun:
Ama tenhada da yüz vermezsin, bu korku nedir?
Halimi bilmediğin için bana açmıyorsan, anlarım;
Ya halimi bilip de kasten bilmezden gelmek nedir?
Bülbülün gayreti gül arzusu yolundadır derler;
Ama gulu gördüğünde meyletmez, peki bu dava nedir?
O peri yüzlü, ben rüsvaya hiç etmez iltifat…
Ey Fuzuli! Bilmem ki, ben rüsvanın sucu nedir?
(s.481)
Mecnun Dilinden Gazel
Gönül hayalle avunup, vuslata meyletmez;
Gönül dışında bir yar olduğunu aşık hayal etmez.
Hakikat ehli, kendini güzellik ve cemale kaptırmamalı;
Gerçek aşk asla bir kusur kabul etmez…
Kamil aşk isteyen, sekil güzelliğinden sakınır;
Çünkü sekle bağlanmak, aşığı olgunluk sahibi etmez.
Şekilcilik, aşk ehlinin cehaletine delildir;
Halbuki, akilli olan, bir gün ayrılınacak olanla birleşmez.
Dost, gönülde yerleşse, gözde niçin dolaşsın?
Muhabbet, sabit olsa, öz mekanından göçüp gitmez…
Gönül levhası masiva lekesinden daima beri olmalı;
Tevhit ehli olan, idrak sayfasına zülüften ve benden nakış çekmez…
Mana ehli, sekil için iradesini kaybetmez asla;
Hakikat cevherini mecaz cahilliğine çiğnetmez…
Gönül ehli olan, suret ehlinin hilesine bağlanmaz;
Fuzuli ise bağlanmıştır; demek ki hali idrak etmez…
(s.489)
Leyla Dilinden Gazel
O dilber ki, devamlı aşığa yüzünü göstermez;
Noksan kalır; bakış feyzi bulup, olgunluk kesbetmez…
Aşıkları kendine çekmeyen, gerçek maşuk sayılmaz;
Ne çıkar o suret güzelliğinden ki, hal ehlini cezp etmez?…
Maşukun yüzü, bilge olmayandan gizli kalmalı;
Çünkü bilge olmayan, Allah’ın sanatını idrak etmez…
Güzellerin vuslatına talip olan, nefsin arzusudur;
Yoksa gerçek aşk için: ayrılık: ya da vuslat: fark etmez…
Maşuk, aşığın var olan hayat nakdini harcıyor;
Korkulur ki, bu zulmü maşukuna aşık helal etmez!
Güzeller naz cilvelerini mecaz ehline göstersinler;
Hakikat ehli, kendini zülüf ve bene müptela etmez!
Fuzuli, suret aleminde şaşkın ve gafil gezer durur…
Nasıl gafil? Bu sevdanın sonunu hiç hayal etmez…
(s.495)
Mecnun Dilinden Gazel
Biz cihan sarayını gerçekte viran bilmişiz;
Esenlik hazinesini bu virane içinde gizli bilmişiz.
Gerçi suretperest, taklit ile kendini alim bilir;
Gerçekler aleminde biz onu cahil bilmişiz.
Habersizler, şarabi, rahatlık içkisi sanırlar;
Biz zamanın bilgesiyiz; onu dökmüş; kan bilmişiz.
Anladık ki, alem mülkü kimseye vefa eylemez;
O zamandan beridir; onu Süleyman mülkü bilmişiz.
Ey Fuzuli! Ayrı sanmışın mescidi meyhaneden;
Meğer ne hata imiş ki, biz seni hep irfan ehli bilmişiz!
(s.503)
http://www.ykykultur.com.tr/kitap/kitap.asp?id=1202
ben buRada gördüm. çok güzeLdiLer payLaşmak istedim.
not: gaZeL’de neymiş ? cevabı…
fuZuLi
Çingeneler Bir Avrupa Yazgısı
Yazar: Henriette Asséo
Ortaçağın sonlarında Haçlı Seferlerinin yollarını kullanarak Avrupa’ya ulaşan yabancılara Bohemyalılar ya da Mısırlılar denildi. Yüzyıllar boyunca soyluların hizmetinde çalıştılar; falcılık, müzisyenlik yaptılar. Ancak 19. yüzyıl onlar için bir çöküş yüzyılı oldu. Genel Kültür Dizisi’nin bu son kitabı, bambaşka bir kültürün gücünü yeniden canlandırıyor.
TADIMLIK
BÖLÜM I
AVRUPALIKÖKLER
Onlar çocukluklarında günlük tutmayan toplumlardandır, onlara ilişkin her şeyin bilindiği sanılır. Çingenelerin tarihi, dil, din ya da toprak gibi bir ulusun alışılagelen özellikleriyle kaynaşmaksızın sağlam kültürel bir yapı sunan bir halka aittir.
Geri dönmüş ve bilindik doğal bir felaket gibi kovalanan, bir yandan da hoşgörülen bir halk.
XV. yüzyılın sonunda Çingeneler Avrupa’ya varırlar. “Bohemyalılar”, “Kıptiler”, “Çiganlar” ya da “Zigeuner” olarak adlandırılırlar, kendilerini savaşçı ve gezgin olarak tanımlarlar.
Ayrıcalıklı zamanlar
Tüm Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Fransa’da da, ilk vakanüvislerin XV. yüzyılda o “Mısırlı yabancıların getirdiği harikalara” şaştıkları sırada, Çingeneleri toplumsal ayrıksılığa iten hiçbir şey yoktu.
Gerçekten de, bu başlık altında, Arras kenti belediye yargıçlığı kayıtları bize 1421 Ekimi’nde kentte ortaya çıkan, bir Küçük Mısır Kontu yönetimindeki otuz kadar Mısırlıya ilişkin bir tanım bırakmış.
Bu insanlar tam yeri belirtmeden Küçük Mısır bölgesinden geldiklerini ileri sürüyorlardı; öncesinde ya Sarazen ya da Yahudiydiler, ama şimdi bir kont tarafından vaftiz edilip yönetiliyorlardı. Üç gün üç gece boyunca, giysilerini çıkarmadan bir meydanda, otlar üstünde yattılar. Kadınlar insanların ellerine bakıyorlar ve çok tuhaf şeyler söylüyorlardı. Liderleri İmparator’dan alınmış bir mektup sundu, mektupta soylu Hıristiyanlar gibi karşılanmaları gerektiği yazıyordu. Arras o zaman Bourgogne Dükü’ne bağlıydı; mektup dikkate alındı. İşte böylece onlara yiyecek ve kömür verildi, bol bol bira ikram edildi.
Benzer başka tarihsel belgelerde de bütün Hainaut içinde Dük André ve kardeşi Michel’in grubunun yaptığı yolculuklar izlenebilir. Michel 1421’de Tournai’ye geçmişti ve grup gerçekten müthiş bir merak uyandırmıştı. İnsanlar geceleri bile kumaş pazarında birbirlerine sarılmış uyuyan Mısırlıları görmek için kalabalıklar oluşturuyorlardı.
Bohemyalı bir grubun Fransa’ya geçişinden söz eden en eski belgelerden biri Châtillon-en-Dombes’da (Ain eyaletinde Châtillon-sur-Chalaronne) 22 Ağustos 1419 tarihli temsilci hesap defterlerinden birinde bulunuyor. Grubu Sarazen Küçük Mısır Kontu “Soylu Nycola” yönetiyordu. Liderleri, kentlerden kovulmamaları için İmparator’un ve Savoie Dükü’nün himayesinde olduklarını bildiren mektuplar gösterdi.
1442 Nisanı’nda, Troyes kentinin vekilleri, Küçük Mısır Kontu “Soylu Thomas”ı nezaketle ağırlarlar. Çingene lideri “Tanrı adına” hatırı sayılır bir miktar para alır, grubu da atlar ve yüklerle nereye gitmek isterse oraya gidebilir (üstteki elyazması). Bu türden bir ağırlama XV. yüzyılda Avrupa kentlerinde alışılagelmiş bir şeydi.
“Mısırlıların” en eski betimlemeleri XV. yüzyılın sonuna, genel olarak Tournai atölyesinin işleri olarak düşünülen halı grubuna dek uzanır. Bu halılarda egzotizm belli imgelerle kendini gösterir, Mısırlının ipek işlemeli elbisesinin zengin görünüşüyle dizlerinin üstündeki çocuğun çıplaklığının yarattığı karşıtlıktaki gibi. Omuzda taşınan Mısırlılara özgü örtünün adı “flossoie”dır. Üstte de fal bakma sahnesi.
Andante’nin 31. sayısı üzerine okurLa söyLeşi
Merhaba değerli okurlarımız,
Andante’nin 31. sayısını geç de olsa elinize ulaştırabilmiş olmanın buruk mutluluğunu yaşıyorum bu satırları yazarken. Burukluk elbette yine yaşadığımız gecikmeden kaynaklanıyor. Ama bu kez, burada hep yinelediğimiz ve size de artık tanıdık gelen malum zorlukların dışında, üç önemli “özrümüz” de vardı. Bunların ilk ikisi sonu keyifli biten, biri de hayli tatsız bir gelişme. İlk ikisini zaten dergiyi elinize alır almaz fark edeceksiniz. Andante 2008 yılına başta sonra yenilenmiş halde giriyor, logosundan iç tasarımına ve içeriğine kadar her şeyi yeni baştan ele aldık. Biliyorsunuz, dergiler belirli aralıklarla hem içerikte hem tasarımda kısmi veya topyekûn değişikliklere giderler. Biz de, beşinci yaşgünümüzü kutladığımız şu dönemde, böyle bir tazelenmenin sırasıdır diye düşündük.
Derginin yeni içeriği elbette yalnızca editoryal kadronun akıl yürütmeleri soncunda ortaya çıkmadı. Okurlarımızın bugüne değin çeşitli kanallardan bize iletmiş olduğu beklentileri ve eleştirileri dikkate alıp, bu ipuçlarından yola çıkarak hazırladık, yenilenmiş Andante’yi. Ben şimdi burada uzun uzun anlatmayayım, neyi neden yaptığımızı. Sizler zaten Andante’nin nasıl bir dergiye dönüştüğünün farkına varacaksınız sayfaları çevirdikçe.
Ama şu kadarını söylemek isterim. Andante’nin son dönemde tıpkı, İngiliz BBC Music Magazine, Fransız Diapason veya Alman Fonoforum dergileri gibi, Türkiye şartlarında olması gerekenden daha fazla güncellik gözeten bir yayıncılık çizgisine oturduğu yolundaki yorumlar sıklaşmıştı.
Kimi okurlar da şöyle soruyor herhalde: “Güncelliğin nesi kötü ki? Bir derginin asli işlevi zaten günceli takip etmek değil midir?” Evet, öyledir ama Andante olarak, yukarıda saydığım dergilerin yayımlandığı ülkelerin şartlarının bizden çok farklı olduğunu da göz önünde tutmalıyız. Klasik müzik alanında, deyiş yerindeyse, “ununu elemiş eleğini asmış” ülkelerde bu alanda yayımlanan dergiler, ülke ve dünya klasik müzik gündemini zengin bir içerikle takip edip okurlarına sunmak gibi bir misyon edinmişler öncelikle. Biz, sizlerin de yönlendirmelerini dikkate alarak, yayın politikamızda bundan böyle eğitici, aydınlatıcı içeriği ön plana çıkarmaya karar verdik.
Bu amaçla, soru-cevap mantığını pek çok köşemize yerleştirdiğimizi göreceksiniz. Okunması kolay ve zevkli bir format olduğunu düşünüyoruz bunun. Sizlerin de aktif katılımını bekliyoruz bu süreçte. Klasik müzik alanında aklınıza takılan sorular varsa dergimize yöneltin, uzmanlarıyla temasa geçip yanıtlarını alıp yayımlayalım. Sizin yollayacağınız bir soru sayesinde, o soruya dergimizde verilecek cevabı okuyan binlerce kişinin aydınlanacağını düşünün.
Andante, olanakları elverdiğince, günceli de çok yakından takip etmeye devam edecek elbette. Gündemdeki besteciler, yorumcular, eğitimciler, yöneticiler vs. ile ilgili başka yerli kaynaklarda bulamayacağınız zengin söyleşiler ve yazılar yayımlamayı sürdüreceğiz.
Enstrüman sektörü, Andante’nin dikkatle eğileceği bir alan olacak bundan böyle. Öncelikle, enstrümanları detaylıca tanıtacağız sizlere; bu arada sektörün dünyadaki ve Türkiye’deki gelişimini takip edeceğiz. Ne yazık ki, ülkemizde kendi haline bırakılmış, doğrularla yanlışların kolayca ayırt edilemediği başıboş bir sektör bu. Andante olarak, tarafları buluşturan, sektörün Türkiye’de sağlıklı gelişmesini destekleyen bir yayın sürdürmeyi planlıyoruz önümüzdeki dönemde.
Elbette, daha birçok yeniliğimiz var ama burada biraz da, sayımızın gecikmesine sebep olan büyük sürprizden bahsetmeliyim. Ne zamandır gerçekleştirmeyi istediğimiz bir projemizdi, Andante ile birlikte CD vermek. Beşinci yaşımızı kutladığımız 31. sayıyla birlikte gerçeğe dönüştü bu rüyamız. Çok da anlamlı bir repertuvar sunduğumuzu düşünüyoruz sizlere bu ilk CD’de. Besteci baba-oğul Cenan Akın ve Can Aksel Akın’ın daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış yapıtlarından oluşan, “Elden Ele” adını verdiğimiz bir derleme CD kaydını bulacaksınız derginizin içerisinde. Prodüksiyonunu bizzat üstlendiğimiz bu kayıt için Bakanlık bürokrasisinin yorucu ve günler alan trafiğini aşmaya çalıştık ama sonuçta sanırız ortaya iyi bir belge çıktı. Bu projede bizi destekleyen, DMS Genel Müdürü Berker Özağaç’a ve Neşe Hersek’e burada tekrar teşekkür etmek isterim. Bu iki sanatsever ve geniş vizyonlu insanın destekleri sayesinde sizlere önümüzdeki sayılarda da yine böyle orijinal kayıt projeleri ulaştırabileceğiz.
Gelelim, gecikmenin sebeplerinden tatsız olanına. Dergimizi bugüne kadar bayilere ulaştıran DPP firması, yılın son günlerine doğru giriştiği bir son dakika hareketiyle, tirajı on binlerle ifade edilmeyen bizim gibi bağımsız dergileri baltalamaya dönük bir karar aldı ve önümüze altından kalkması son derece zor bazı şartlar getirdi. Büyük gruplara bağlı olmayan bizim gibi dergileri kara kara düşündüren bu yeni politika karşısında, elinizde tuttuğunuz sayıyı kendi olanaklarımızla dağıtmaya karar verdik. Bundan sonra ne yapacağımıza karar verip sizlere ayrıca duyuracağız. Abonelerimiz açısından zaten bir sorun yok; dergileri kuryeyle ellerine emin biçimde ulaşacak. Doğrudan çalıştığımız kitabevlerinden alım yapan okurlarımız da yine bu noktalardan almaya devam edebilecekler dergilerini. Andante’nin bu sayısı, yalnızca gazete bayilerinde ve zincir mağazalarda yer alamayacak. Gerçi okurlarımız iyi biliyor ama ben yine de dergiyi rahatlıkla bulabilecekleri kitabevlerinin isimlerini vermek istiyorum.
Son söz: Değerli okurlarımız, hiçbir sayısını kaçırmadan takip edebilmeniz için Andante’ye abone olmanız gerektiği artık galiba yaşamsal bir hal almış bulunuyor.
İyi okumalar,
ADANA
Kitapsan
AFYON
Elif Kitabevi
ANKARA
Artı Müzik-Çayyolu
Dost Kitabevi-Kızılay, Çayyolu
Evrensel Kitabevi-Yenişehir
Genesis Kitabevi-Kavaklıdere
İmge Kitabevi-Kızılay
Kare Kültür-Yukarıayrancı
Meteksan-Bilkent
Turhan Kitabevi-Kızılay
Zahide Akyıldız-Gaziosmanpaşa
ANTALYA
ELT Kitabevi
Melisa Market
BURSA
CD Bank
Düzey Kitabevi
Ezgi Kitabevi
DİYARBAKIR
Gençlik Kırtasiye
EDİRNE
Kamer Kitabevi
ESKİŞEHİR
Adam Müzik
İnsancıl Kitapevi
GAZİANTEP
Meridyen Kitabevi
HATAY
Akkoyunlu Kırtasiye
Anatolia Kitabevi
İSTANBUL
Ada Müzik-Beyoğlu
BK Müzik-Ataşehir
Eren Kitabevi-Beyoğlu
Genç Mefisto Kitabevi-Kadıköy
Homer Kitabevi-Beyoğlu
İmge Kitabevi-Kadıköy
Kevan –Beyoğlu
Keylan Müzikevi-Beşiktaş
Lale Plak-Beyoğlu
Mefisto Kitabevi-Beyoğlu
Necdet Güler-Teşvikiye
Nezih Kitabevi-Kadıköy
Nezih Kitabevi-Suadiye
Okuyanus Kitabevi-Teşvikiye
Pan Yayıncılık-Beşiktaş
Pandora Kitabevi-Beyoğlu
Patika Kitabevi-Teşvikiye
PMP Kitabevi-Bebek
Robinson Crusoe Kitabevi-Beyoğlu
Seyhan Kitabevi-Kadıköy
Simurg Kitabevi-Beyoğlu
İZMİR
Artı Kitabevi
Pan Kitabevi
Yakın Kitabevi
Levent Müzikevi
KAHRAMANMARAŞ
Seha Kitap
Yalçınel Kırtasiye
KÜTAHYA
Üniversite Kitabevi
KAYSERİ
Bilge Kİtabevi
Ömür Kitabevi
KOCAELİ
Çağdaş Kitabevi
Nurkan Kitabevi
KONYA
Kitapsan
MERSİN
Kitapsan
Seher Kırtasiye (Tarsus)
SAMSUN
Gökkuşağı Kırtasiye
SİVAS
Bilim Kitabevi
TEKİRDAĞ
Yeni Müzik Film (Çorlu)
TRABZON
Aksakal Kitabevi
Derya Kitap Kırtasiye
VAN
Star 2000 Kasetçilik
VİP Kırtasiye
( ….. )
Online Eğitim DergiLeri
yurtdışındaki veritabanlarında da indexleniyor.
http://www.ilkogretim-online.org.tr/
————————————–
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından çikarilan bir diğer dergi.
http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/index-arsiv1.htm
————————————-
Milli Eğitim Bakanliği tarafından online olarak çikarilan Milli Eğitim Dergisi. Tam Metin olarak ulaşabiliniyor.. Sayilamayacak kadar çok sayisi var
http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/index-arsiv2.htm
——————————————–
Üniversite ve Toplum Dergisi, yilda 4 kez yayinlanan, yayim dili Türkçe ve ingilizce olan bir dergi.
Yayinlanan sayilari aşağidaki adresten bulabilirsiniz
http://www.universite-toplum.org/
—————————————–
KURAM ve UYGULAMADA EĞiTiM BiLiMLERi dergisi
http://www.edam.com.tr/kuyeb.asp
—————————————-
ÇAĞDAŞ EĞiTiM DERGiSi Ayda Bir Yayımlanan HAKEMLi Dergi olup
TÜBiTAK ULAKBiM SOSYAL BiLiMLER VERiTABANINDA iNDEXLENMEKTEDiR.
http://www.cagdasegitim.org/?set=arsiv
—————————————-
Eğitim Bilimleri ve Uygulama Dergisi
http://www.ebuline.com/sayfa/arsiv.htm
—————————————-
Çocuk sağliği ve hastaliklari dergisi, SERLINE ve TÜBiTAK Türk Tip Dizini kapsaminda olan bir dergi.
Sayilari internet ortaminda mevcut. Adres aşağida
http://csh.dergisi.org/
gaZetemüZik
GazeteMÜZİK
"Il Trovatore" 17 yıl sonra Ankara’da
Ülkemizde ilk kez sahnelenen bir Puccini operası: "La Rondine"
"Soluksuz Bach": Fretwork Viol Topluluğu
Mevlâna yılı "Simyacı" ile kapanıyor
Uzayın derinliklerine yolculuklar
Paddy Milner & The Big Sounds
Daha pek çok haber, etkinlik ve köşe yazıları…
Hepsi
GazeteMÜZİK ‘te
Türkiye’nin ilk ve tek internet müzik gazetesi
www.gazetemuzik.com
Gitar Eşlikli Halk Türküleri ve Okul Şarkıları
Kitabın içeriğini Anadolu yerel ezgileri ve bu ezgileri kaynak alan okul şarkıları oluşturmaktadır. Zekeriye Kaptan tarafından yapılmış olan çalışmalar Saip Egüz’ün “Piyano Eşlikli Halk Türküleri ve Okul Şarkıları” kitabına dayalıdır. Piyano eşliklerinin birebir piyano aktarılması şeklindedir. Sadık Yöndem tarafından yapılan eşlikler ise özgün eşliklerdir. Eşlikler hazırlanırken çalınabilirlik düzeyleri göz önünde tutumuştur. Öğretmenin sınıfta kolaylıkla çalabilmesinin yanısıra öğrencilerin de oda müziği çalışmalarında kullanabilmeleri düşünülmüştür.
Önsöz’den
İçindekiler
Dama Attım Değnekleri
Tren Gelir
Çarşıya Vardım
Yenice Yolları
Ekinler
Sarı Mendil
İlimon Ektim
Keklik
Saray Yolu
Bebek
Turnam
Nazlı Osman
Yarim Gitti
Keklik
Halay
Çoban
Dağlar
Annem
Ninni
Ilgaz
Palandöken Dağı
Güzel Anadolu